BAŞKAN SEÇER; AFD, AB DELEGASYONU VE İLLER BANKASI YETKİLİLERİ İLE BİR ARAYA GELDİ
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Türkiye’deki Mülteciler İçin Mali Yardım Programı (FRIT II) Belediye Hizmetleri-1 kapsamında yer alan “Mezitli İçmesuyu Projesi” ile Belediye Hizmetleri-2 kapsamında bulunan “Erdemli İlçesi, Tömük-Arpaçbahşiş Kanalizasyon Şebeke, Atıksu Arıtma Tesisi ve Derin Deniz Deşarjı Projesi” ve “Akdeniz İlçesi Toroslar-Homurlu- Kazanlı(ilave) Kanalizasyon Projesi” için finansman desteği alınan Fransız Kalkınma Ajansı (AFD), Avrupa Birliği Delegasyonu ve İller Bankası yetkilileri ile bir araya geldi.
Başkan Seçer’in makamında gerçekleştirilen ziyarette,
Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) Türkiye Direktörü Serge Snrech, Avrupa Birliği
Delegasyonu Türkiye Alt Yapı Sektörü Sorumlusu Michel Cat, AFD Su ve Sanitasyon
Bölümü Müdür Yardımcısı Frederic Maurel, AFD Su ve Sanitasyon Bölümü Takım
Lideri Camille Provost, AFD Alt Yapı Projeleri Kıdemli Proje Yöneticisi Şaban
Soysal, Türkiye İller Bankası Bölge Müdürü Muzaffer Akgüner, Mersin Büyükşehir
Belediyesi Başkan Danışmanları Ertan Liman ve İbrahim Evrim, Mersin Su ve
Kanalizasyon İdaresi (MESKİ) Genel Müdürü İrfan Korkmaz yer aldı.
“İnsan olmanın ve insanca yaşamanın dünyayı
değiştirmekten geçtiğini düşünüyorum”
Başkan Seçer, daha önce de yetkililerle bir araya gelerek
toplantı yaptıklarını hatırlatarak, son toplantıdan bu yana tüm dünyanın
Koronavirüs salgını ile mücadele ettiğini ifade etti. Salgın ile ilgili
değerlendirmelerde bulunan Seçer, şunları söyledi:
“Pandemi hepimizi derinden etkiledi. Biz de bu süre
içerisinde elbette pandeminin hemşerilerimize, vatandaşlarımıza yarattığı
etkileri, sorunları ortadan kaldırmak için çabalar sarf ettik. Birçok yeni
politikalar ürettik. En önemlisi sosyal politikalar ama hayatın devam ettiği
gerçeğiyle de, önümüzdeki yıllara dönük, bir yandan da yatırımlarımızla ilgili
çalışmalarımızı sürdürdük. Umut ediyorum; şu anda dünyada aşı uygulaması
başladı. Bundan sonuç alınır ve hayat normale döner. Normale dönerken de acaba
hayat eskisi gibi mi olacak, yoksa dünyaya yeni bir format mı atılacak? Bunu da
iyi düşünmek, değerlendirmek lazım. Sanki dünyaya yeni bir format atılacak.
Çünkü eski dünyadan birçoğumuz memnun değildik. Çevre kirliliği istemiyoruz,
savaş istemiyoruz, gelir dağılımında adaletsizlik istemiyoruz, haksızlık,
hukuksuzluk istemiyoruz, fakirlik istemiyoruz. Tüm dünya milletlerinin kardeşçe
bir yaşama evrilmesini istiyoruz. Ben de belediye başkanlığı yaptığım süre
içerisinde bu temel prensipler çerçevesinde, görevimi sürdürme gayreti
içerisinde olacağım. Çünkü insan olmanın ve insanca yaşamanın bu temel prensipler
çerçevesinde dünyayı değiştirmekten geçtiğini düşünüyorum.”
“İnsanların temiz içme suyuna erişimini önemsiyorum”
Başkan Seçer, finansman desteği alınan Mezitli İçme Suyu
Projesi, Tömük Kanalizasyon ve Arıtma Projesi ile Homurlu Kanalizasyon Projesi
ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak, “Bu 3 proje de temiz içme suyuna
erişim, temiz bir çevre için kanalizasyon ve arıtma konusunda değerli 3 proje.
Biz kendi imkânlarımızı çok zorluyoruz. Örneğin Tömük’te şu anda kendi
imkânlarımızla, yani AFD ile üzerinde konuştuğumuz kanalizasyon ve arıtma
projesinden önce, kendi öz kaynaklarımızla temiz içme suyu projesini başlattık.
Şu anda inşaat, imalatı süratle devam ediyor. Yaklaşık 2 milyon Euro’luk da bir
yatırım. Bunu şunun için söyledim; insanların temiz içme suyuna erişimini
önemsiyorum. İki; bizim Anayasamız’da da yer alan, ‘Her birey temiz bir çevrede
yaşama hakkına sahiptir’ prensibinden yola çıkarak, hem ulaşabildiğim finans
kaynaklarına; Türkiye kaynaklıdır ya da yabancıdır; hem de hibe programlarına müracaat
ediyoruz ya da onlarla işbirliği arayışı içerisindeyiz. Diğer taraftan kendi
bütçemizi en akılcı, en rasyonel şekilde kullanarak kendi öz kaynaklarımızdan
da önemli yatırımların altına imza atıyoruz” dedi.
Seçer, pandemi döneminde Tömük bölgesine bir nüfus kayması
olduğunu belirterek, Tömük Kanalizasyon ve Arıtma Projesi’nin çok önemli
olduğunu ifade etti. Başkan Seçer, “Pandemi kaynaklı insanların
yaşamında bir değişiklik oldu. O bölgede 2. konut çok sayıda mevcut ve yaklaşık
olarak 400 binin üzerinde bir nüfus kaydı o bölgeye. Bu son 1 yıl içerisinde.
Çünkü oralar turizm bölgesi. İnsanlar daha ev ortamından uzakta ya da açık
havada, doğa ortamında yaşama imkânına sahip. Onun için oraya çok ilgi oldu. Bu
nedenle de olmayan bir kanalizasyon sisteminin yaratacağı komplikasyonları
tahmin edebilirsiniz. Çevre kirliliğinden, Akdeniz’in kirliliğine kadar bunları
bizzat gözlemliyorum. Özellikle bu bölge ile ilgilenmenizi sizlerden hassaten
rica ediyorum” ifadelerini kullandı.
“SCADA’da da 200 nokta için çalışmalara başlama hedefimiz
var”
MESKİ bünyesinde önemli altyapı projelerini hayata
geçirdiklerini ifade eden Başkan Seçer, yine MESKİ bünyesinde hayata geçirilen
SCADA Merkezi’nin de çok önemsedikleri projelerden bir tanesi olduğunu
vurguladı. Seçer, “SCADA yatırımlarını çok önemsiyoruz. 25 nokta için
yapım çalışmalarına başladık ancak 200 nokta için de çalışmalara başlama
hedefimiz var. Suyun çıkışından vatandaşa ulaşımına kadar, o periyodu doğru
ölçümlemek istiyoruz. Çünkü elimdeki rakamlar korkunç, ürkütücü. Kayıp-kaçak
oranı yer altında % 40. Suyumuzun su hırsızları tarafından çalınması yaklaşık
olarak % 15. Eski tip saatlerden kaynaklı ölçüm hataları yaklaşık olarak % 8.
Toplamda baktığınız zaman kayıp-kaçak oranımız; bunun içerisinde suyun çalınması,
yanlış ölçme, demode isale hatları ya da içme suyu tesislerinden kaynaklı
toplam kayıp-kaçak oranımız % 60’lara kadar ulaşıyor. Bu dehşet bir rakam.
Bunları ortadan kaldırmamız lazım” dedi.
Seçer, SCADA Merkezi için yaklaşık 30 milyon Avro tutarında
yatırım öngördüklerini belirterek, “Bunun içerisinde tabi yeni
uygulamaya koyacağımız volumetrik ya da dijital saatler, şu anda çalışmalarını
sürdürdüğümüz DMA’lar birçok bölgelere, mahallelere uygulamaları başlatmak için
harcayacağımız bedeller birçok müştemilat bu yatırımın içerisinde. Bunun için
de bir finansman arayışı içerisindeyiz. Bu konuda da yetkililerimizin bizlerle
iş birliği yapmasını ben hassaten kendilerinden istiyorum” dedi.
“Su dünyanın şu anda en önemli ihtiyaç maddesi haline
geldi”
SCADA Sistemi’nin birçok sorunu çözecek bir sistem olduğunu
belirten Seçer, şöyle devam etti:
“Suyu izliyorsunuz, basıncını, debisini ölçüyorsunuz,
gereksiz basınç ayarlaması ile gereksiz kullanımı önlüyorsunuz. Nerede arıza
var, nerede suyunuz yer altında kayboluyor, bu isale hatlarından ya da iletişim
hatlarından hangi noktasından kaynaklı bunu görebiliyorsunuz. Bu zayiatı
önlüyorsunuz. Suyunuzu çaldırmıyorsunuz. Yanlış ölçümlerle adaletsiz, yanlış
fatura göndermiyorsunuz. Sonuç itibariyle bir birim suyun maliyetini birden
bire kaçak-kayıp oranını düşürdüğünüz zaman diyelim ki bundan % 40 fayda
sağladınız. % 40 oranında maliyeti düşürüyorsunuz. Bu da vatandaşların bize %
40 düzeyinde daha düşük fatura ödemesi anlamına geliyor. Diğer taraftan su
dünyanın şu anda en önemli ihtiyaç maddesi haline geldi. Türkiye ne su fakiri,
ne su zengini bir ülke. Ortada bir ülkeyiz. Kaynaklarımızı çok efektif bir
şekilde değerlendirmeliyiz. Bizim gibi son derece modern olma iddiası
içerisinde olan ve gerçekten dünyanın belki de en güzel coğrafyasında yer alan
Mersin’deki Sular İdaresi’nin de son derece teknolojik alet ekipmanlarla
donatılmış olması gerekmekte diye düşünüyorum.”
“Amacımız vatandaşlarımızın temiz içme suyuna erişimini
sağlamak”
Büyükşehir Belediyesi olarak vatandaşların temiz bir çevreye
ve temiz bir içme suyuna ulaşmasını sağlamayı ve sürdürülebilir projelere imza
atmayı hedeflediklerini sözlerine ekleyen Seçer, “Belediye
Başkanlığımda şunu gördüm; daha önce projeler yapılmış bir hayli de önemli
paralar harcanmış ama daha sonra o tesisler, o yatırımlar olduğu gibi
bırakılmış. Rutin olması gereken bakımları, onarımları düzgün yapılmamış. Böyle
bir paradoksal durum var şu anda. Yönetim olarak bunu da önemsiyoruz. Biz
kurumumuzda bir reform sürecini devam ettiriyoruz aslında. İnsan kaynağını çok
önemsiyorum. İyi yetişmiş, liyakatli teknik elemanlarla çok daha faydalı
hizmetler yapabildiğimizi görüyorum. Diğer taraftan paranın yönetimi de çok
önemli ve değerli. Biz kurumumuzu özel sektör anlayışıyla ancak bir kamu kurumu
olma gerçekliği ile yönetiyoruz. Kurumla ilgili kararlar verirken popülizmden
kaçınıyoruz. Asla siyasi düşüncelerle politikalar üretmiyoruz. Amacımız daha
liberal ekonomik düşünce de olduğu gibi mümkün olan en azami kârı elde etmek
değil bilakis vatandaşlarımızın temiz içme suyuna erişimini sağlamak ve onlara
temiz bir çevre sağlamak ve onları afetlerden korumak. Özellikle su baskınları
ile ilgili yatırımlarımızı da MESKİ gerçekleştiriyor” diye konuştu.
Kentin ekonomik yapısıyla ilgili de bilgiler veren Başkan
Seçer, Mersin’in önemli bir turizm, tarım, lojistik, sanayi ve ticaret kenti
olduğunu vurguladı. Seçer, “Bu kadar önemli ve değerli özelliklere
sahip bir kente yönetici olmak, belediye başkanı olmak elbette gurur ve onur
verici ama omuzlarımızda son derece ağır yük taşıdığımızı da bilmenizi
istiyorum. Çok önemli projelerde işbirliği yapıyoruz” dedi.
Mersin’de 400 bin civarında Suriyeli bulunduğuna da değinen
Seçer, “Suriye; coğrafya olarak, lokasyon olarak Mersin’e, çok yakın
bir bölge. Doğal olarak hem deniz yolu, hem kara yoluyla Mersin’e Suriye’den
ulaşmak son derece kolay ve rahat. Diğer taraftan bu bölgede yaşayan bazı
toplulukların Suriye ile soydaşlık ilişkileri de var. Bunun yanında kültürel
açıdan, yaşam tarzı açısından da bölge insanı ile Suriye halkının benzeşen çok
yönü var. Burada yaşam imkânı bulan her Suriyeli, İstanbul, Ankara, İzmir gibi
metropollerden önce buraları tercih ediyor. Buraya kendini ait hissediyorlar.
Çünkü yeme içme alışkanlıkları aynı. Dindaşlarımız, soydaşlarımız,
bölgedaşlarımız, birçok benzerlikleri var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin
resmi kaynaklarından edindiğim bilgilere göre de bizim kentimizde 400 binden
fazla Suriyeli yaşamasına rağmen, en huzurlu yerlerin başında Mersin’i
koyuyorlar. Elbette ki takdir edilmesini istiyorum. Burada tevazu göstermek
istemiyorum. Yaklaşık 2 yıldır belediye yönetimimizin de burada çok önemli
katkısı var. Çünkü biz insanları milliyetinden, dilinden, ırkından, dininden
dolayı değil, insan olduğu için seviyoruz” dedi.
AFD Türkiye Direktörü Snrech: “Yeni projeler hakkında
konuşmaya hazırız”
Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) Türkiye Direktörü Serge Snrech
ise Büyükşehir Belediyesi ile yeni projeleri konuşmaya hazır olduklarını ifade
ederek, “Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı’nın sadece yüksek insani
değerlere sahip olması değil aynı zamanda teknik detaylara kadar inebilen bir
yapıda olması bizi çok sevindirdi. Sayın Başkan’ın genel prensiplerine
katılmamak mümkün değil. Fransız Kalkınma Ajansı’yla sizin saydığınız bütün
büyük prensiplere; temiz çevre, sosyal şartlar, hepsine biz de sonuna kadar
imza atıyoruz” dedi. Suriyeliler’in şartlarının iyileştirilmesi
konusuna da ilgi gösterdiklerini anlatan Snrech, Mersin Büyükşehir
Belediyesi’yle gerçekleştirecekleri üç projenin bütçesinin 39 milyon Euro
olduğunu, bunun 24 milyonunu AB, 15 milyonunu ise AFD’nin verdiğini söyledi.
Shrech, “İller Bankası ve MESKİ yetkilileri ile birlikte şu anda
birinci vazifemiz, finansman sağlandığına göre artık uygulamanın önündeki bütün
engelleri kaldırarak bir an evvel harekete geçmek. Önemli olan işleri bir an
evvel bitirip halkın faydasına sunabilmek. Tabi birinci görevimiz bu projelerin
bir an evvel hayata geçmesi olmasıyla birlikte biz Mersin Büyükşehir Belediyesi
ile birlikte yeni projelerle neler yapabiliriz konusunda da konuşmaya
hazırız” dedi.
Yapılacak projelerin halkın çevresel ve sosyal şartlarının
iyileşmesine yönelik projeler olmasını tercih ettiklerini ifade eden
Snrech, “İklimin çevresel etkisinin iyileştirilmesine yönelik projeler
başta geliyor. İnovatif projeleri de tercih ederiz. Yani Türkiye’de şu ana
kadar çok yapılmamış yenilikçi projeler olursa onlar da bizim destekleyeceğimiz
projeler olacak. Netice itibari ile biz ikili ilişkilere önem veren bir kuruluş
olduğumuz için bu yaptığımız çalışmaların Fransız-Türk ilişkilerinin
iyileşmesine katkıda bulunmasını arzu ederiz. Vadesi on yıllık finansman
veriyoruz. Dolayısıyla bu orta vadeli bir rahatlık getirir size. Toplu
taşımacılık, atık yönetimi, su; bu konularda yardım edebiliriz. Bu da size bir
proje yaratma imkânı verir. Biz büyük projeler destekleyebiliriz. 50 milyon
Euro tutarlı projelerden başlayabiliriz. Ama 30 milyon tutarındaysa da hayır
demeyiz ama daha büyük olmasını tercih ederiz. Bunlar genel prensipler. Ama
İller Bankası ile müşterek daha küçük projelere de destek verdiğimiz oluyor.
Genel bir projenin içerisinde bir parçasını da destekleyebiliriz. Mersin’in çok
farklılıklar gösteren müthiş bir şehir olduğunu biz de farkındayız dolayısıyla
desteklemek için oturup neler yapabiliriz diye konuşabiliriz. Ama en önemlisi
kabul görmüş şu andaki projelerimizi bir an evvel hayata geçirmek” ifadelerine
yer verdi.
AB Delegasyonu Türkiye Alt Yapı Sektörü Sorumlusu Cat:
“FRIT fonundan bu paraları veriyoruz”
Avrupa Birliği Delegasyonu Türkiye Alt Yapı Sektörü
Sorumlusu Michel Cat, 2020’nin çok zor bir yıl olduğunu belirterek, “Avrupa
Birliği-Türkiye delegasyonu olarak biz bu dönemde daha da çok çalışarak, hem
İller Bankası yetkilileri ile hem diğer hükümet yetkilileri ile neler
yapabiliriz konusunda yoğun faaliyetlerde bulunduk. Başkanım haklısınız
yeni bir dünya olacak gibi görünüyor. Önümüzde birkaç ay daha zor dönem var
gibi ama bu şartların iyileşmesi bizlere bağlı. Bu şartları biz değiştireceğiz.
FRIT fonundan bu paraları veriyoruz. FRIT fonu Türkiye’deki göçmenlerin
şartlarının iyileştirilmesine yönelik 6 milyar Euro’luk bir fondan 380 milyon
Euro’su belediyelerin altyapısının iyileştirilmesine yönelikti. Yaklaşık 40
milyon Euro’luk bir fonu 2020’nin son fonu olarak Mersin için kullandık. Bu
güzel bir şey oldu. Haziran’dan bu yana hep dijital ortamda konuştuk
fakat artık gelmek mecburiyetindeyiz. Çünkü boruları döşemek için internetten
olmuyor sahaya inmemiz lazım. Çok teşekkür ederiz netice itibari ile AFD ile
bir ortaklık yaptığımız için ama İller Bankası’nın Adana ve Ankara teşkilatına
da, MESKİ personeline de çok teşekkürler. Ev sahipliğiniz için çok teşekkür
ederiz” diye konuştu.
Heyet ziyaret öncesinde saha ziyareti gerçekleştirdi
AB Delegasyonu, Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) ve İller
Bankası yetkilileri, Başkan Seçer’i ziyaretlerinden önce saha ziyareti de
gerçekleştirdi. İşbirliği yapılan projelerle ilgili olarak saha ziyaretinde
bulunan heyet, MESKİ’nin yakın zamanda hayata geçirdiği SCADA merkezini de
inceledi.
Sağlıklı içmesuyunu iletmek anlamında önemli olan Mezitli
İçmesuyu Projesi’nin 2021 yılında inşaat aşamasına gelindiği, “Erdemli
İlçesi, Tömük – Arpaçbahşiş Kanalizasyon Şebeke, Atıksu Arıtma Tesisi ve Derin
Deniz Deşarjı Projesi” ile “Akdeniz İlçesi Toroslar-Homurlu-
Kazanlı(ilave) Kanalizasyon Projesi” için de AB Delegasyonu ile
Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) arasında Aralık 2020’de hibe/kredi anlaşmasının
imzalandığı bildirildi. Bu yıl içinde de İller Bankası ile Finansman, MESKİ ile
de Alt Finansman Anlaşmalarının imzalanmasının hedeflendiği belirtildi.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Türkiye’deki
Mülteciler İçin Mali Yardım Programı (FRIT II) Belediye Hizmetleri-1 kapsamında
yer alan “Mezitli İçmesuyu Projesi” ile Belediye Hizmetleri-2
kapsamında bulunan “Erdemli İlçesi, Tömük-Arpaçbahşiş Kanalizasyon
Şebeke, Atıksu Arıtma Tesisi ve Derin Deniz Deşarjı Projesi” ve “Akdeniz
İlçesi Toroslar-Homurlu- Kazanlı(ilave) Kanalizasyon Projesi” için
finansman desteği alınan Fransız Kalkınma Ajansı (AFD), Avrupa Birliği
Delegasyonu ve İller Bankası yetkilileri ile bir araya geldi.
Başkan Seçer’in makamında gerçekleştirilen ziyarette,
Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) Türkiye Direktörü Serge Snrech, Avrupa Birliği
Delegasyonu Türkiye Alt Yapı Sektörü Sorumlusu Michel Cat, AFD Su ve Sanitasyon
Bölümü Müdür Yardımcısı Frederic Maurel, AFD Su ve Sanitasyon Bölümü Takım
Lideri Camille Provost, AFD Alt Yapı Projeleri Kıdemli Proje Yöneticisi Şaban
Soysal, Türkiye İller Bankası Bölge Müdürü Muzaffer Akgüner, Mersin Büyükşehir
Belediyesi Başkan Danışmanları Ertan Liman ve İbrahim Evrim, Mersin Su ve
Kanalizasyon İdaresi (MESKİ) Genel Müdürü İrfan Korkmaz yer aldı.
“İnsan olmanın ve insanca yaşamanın dünyayı
değiştirmekten geçtiğini düşünüyorum”
Başkan Seçer, daha önce de yetkililerle bir araya gelerek
toplantı yaptıklarını hatırlatarak, son toplantıdan bu yana tüm dünyanın
Koronavirüs salgını ile mücadele ettiğini ifade etti. Salgın ile ilgili
değerlendirmelerde bulunan Seçer, şunları söyledi:
“Pandemi hepimizi derinden etkiledi. Biz de bu süre
içerisinde elbette pandeminin hemşerilerimize, vatandaşlarımıza yarattığı
etkileri, sorunları ortadan kaldırmak için çabalar sarf ettik. Birçok yeni
politikalar ürettik. En önemlisi sosyal politikalar ama hayatın devam ettiği
gerçeğiyle de, önümüzdeki yıllara dönük, bir yandan da yatırımlarımızla ilgili çalışmalarımızı
sürdürdük. Umut ediyorum; şu anda dünyada aşı uygulaması başladı. Bundan sonuç
alınır ve hayat normale döner. Normale dönerken de acaba hayat eskisi gibi mi
olacak, yoksa dünyaya yeni bir format mı atılacak? Bunu da iyi düşünmek,
değerlendirmek lazım. Sanki dünyaya yeni bir format atılacak. Çünkü eski
dünyadan birçoğumuz memnun değildik. Çevre kirliliği istemiyoruz, savaş
istemiyoruz, gelir dağılımında adaletsizlik istemiyoruz, haksızlık, hukuksuzluk
istemiyoruz, fakirlik istemiyoruz. Tüm dünya milletlerinin kardeşçe bir yaşama
evrilmesini istiyoruz. Ben de belediye başkanlığı yaptığım süre içerisinde bu
temel prensipler çerçevesinde, görevimi sürdürme gayreti içerisinde olacağım.
Çünkü insan olmanın ve insanca yaşamanın bu temel prensipler çerçevesinde
dünyayı değiştirmekten geçtiğini düşünüyorum.”
“İnsanların temiz içme suyuna erişimini önemsiyorum”
Başkan Seçer, finansman desteği alınan Mezitli İçme Suyu
Projesi, Tömük Kanalizasyon ve Arıtma Projesi ile Homurlu Kanalizasyon Projesi
ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak, “Bu 3 proje de temiz içme suyuna
erişim, temiz bir çevre için kanalizasyon ve arıtma konusunda değerli 3 proje.
Biz kendi imkânlarımızı çok zorluyoruz. Örneğin Tömük’te şu anda kendi
imkânlarımızla, yani AFD ile üzerinde konuştuğumuz kanalizasyon ve arıtma
projesinden önce, kendi öz kaynaklarımızla temiz içme suyu projesini başlattık.
Şu anda inşaat, imalatı süratle devam ediyor. Yaklaşık 2 milyon Euro’luk da bir
yatırım. Bunu şunun için söyledim; insanların temiz içme suyuna erişimini
önemsiyorum. İki; bizim Anayasamız’da da yer alan, ‘Her birey temiz bir çevrede
yaşama hakkına sahiptir’ prensibinden yola çıkarak, hem ulaşabildiğim finans
kaynaklarına; Türkiye kaynaklıdır ya da yabancıdır; hem de hibe programlarına
müracaat ediyoruz ya da onlarla işbirliği arayışı içerisindeyiz. Diğer taraftan
kendi bütçemizi en akılcı, en rasyonel şekilde kullanarak kendi öz
kaynaklarımızdan da önemli yatırımların altına imza atıyoruz” dedi.
Seçer, pandemi döneminde Tömük bölgesine bir nüfus kayması
olduğunu belirterek, Tömük Kanalizasyon ve Arıtma Projesi’nin çok önemli
olduğunu ifade etti. Başkan Seçer, “Pandemi kaynaklı insanların
yaşamında bir değişiklik oldu. O bölgede 2. konut çok sayıda mevcut ve yaklaşık
olarak 400 binin üzerinde bir nüfus kaydı o bölgeye. Bu son 1 yıl içerisinde.
Çünkü oralar turizm bölgesi. İnsanlar daha ev ortamından uzakta ya da açık
havada, doğa ortamında yaşama imkânına sahip. Onun için oraya çok ilgi oldu. Bu
nedenle de olmayan bir kanalizasyon sisteminin yaratacağı komplikasyonları
tahmin edebilirsiniz. Çevre kirliliğinden, Akdeniz’in kirliliğine kadar bunları
bizzat gözlemliyorum. Özellikle bu bölge ile ilgilenmenizi sizlerden hassaten
rica ediyorum” ifadelerini kullandı.
“SCADA’da da 200 nokta için çalışmalara başlama hedefimiz
var”
MESKİ bünyesinde önemli altyapı projelerini hayata
geçirdiklerini ifade eden Başkan Seçer, yine MESKİ bünyesinde hayata geçirilen
SCADA Merkezi’nin de çok önemsedikleri projelerden bir tanesi olduğunu
vurguladı. Seçer, “SCADA yatırımlarını çok önemsiyoruz. 25 nokta için
yapım çalışmalarına başladık ancak 200 nokta için de çalışmalara başlama
hedefimiz var. Suyun çıkışından vatandaşa ulaşımına kadar, o periyodu doğru
ölçümlemek istiyoruz. Çünkü elimdeki rakamlar korkunç, ürkütücü. Kayıp-kaçak
oranı yer altında % 40. Suyumuzun su hırsızları tarafından çalınması yaklaşık
olarak % 15. Eski tip saatlerden kaynaklı ölçüm hataları yaklaşık olarak % 8.
Toplamda baktığınız zaman kayıp-kaçak oranımız; bunun içerisinde suyun çalınması,
yanlış ölçme, demode isale hatları ya da içme suyu tesislerinden kaynaklı
toplam kayıp-kaçak oranımız % 60’lara kadar ulaşıyor. Bu dehşet bir rakam.
Bunları ortadan kaldırmamız lazım” dedi.
Seçer, SCADA Merkezi için yaklaşık 30 milyon Avro tutarında
yatırım öngördüklerini belirterek, “Bunun içerisinde tabi yeni
uygulamaya koyacağımız volumetrik ya da dijital saatler, şu anda çalışmalarını
sürdürdüğümüz DMA’lar birçok bölgelere, mahallelere uygulamaları başlatmak için
harcayacağımız bedeller birçok müştemilat bu yatırımın içerisinde. Bunun için
de bir finansman arayışı içerisindeyiz. Bu konuda da yetkililerimizin bizlerle
iş birliği yapmasını ben hassaten kendilerinden istiyorum” dedi.
“Su dünyanın şu anda en önemli ihtiyaç maddesi haline
geldi”
SCADA Sistemi’nin birçok sorunu çözecek bir sistem olduğunu
belirten Seçer, şöyle devam etti:
“Suyu izliyorsunuz, basıncını, debisini ölçüyorsunuz,
gereksiz basınç ayarlaması ile gereksiz kullanımı önlüyorsunuz. Nerede arıza
var, nerede suyunuz yer altında kayboluyor, bu isale hatlarından ya da iletişim
hatlarından hangi noktasından kaynaklı bunu görebiliyorsunuz. Bu zayiatı
önlüyorsunuz. Suyunuzu çaldırmıyorsunuz. Yanlış ölçümlerle adaletsiz, yanlış
fatura göndermiyorsunuz. Sonuç itibariyle bir birim suyun maliyetini birden
bire kaçak-kayıp oranını düşürdüğünüz zaman diyelim ki bundan % 40 fayda
sağladınız. % 40 oranında maliyeti düşürüyorsunuz. Bu da vatandaşların bize %
40 düzeyinde daha düşük fatura ödemesi anlamına geliyor. Diğer taraftan su
dünyanın şu anda en önemli ihtiyaç maddesi haline geldi. Türkiye ne su fakiri,
ne su zengini bir ülke. Ortada bir ülkeyiz. Kaynaklarımızı çok efektif bir
şekilde değerlendirmeliyiz. Bizim gibi son derece modern olma iddiası
içerisinde olan ve gerçekten dünyanın belki de en güzel coğrafyasında yer alan
Mersin’deki Sular İdaresi’nin de son derece teknolojik alet ekipmanlarla
donatılmış olması gerekmekte diye düşünüyorum.”
“Amacımız vatandaşlarımızın temiz içme suyuna erişimini
sağlamak”
Büyükşehir Belediyesi olarak vatandaşların temiz bir çevreye
ve temiz bir içme suyuna ulaşmasını sağlamayı ve sürdürülebilir projelere imza
atmayı hedeflediklerini sözlerine ekleyen Seçer, “Belediye
Başkanlığımda şunu gördüm; daha önce projeler yapılmış bir hayli de önemli
paralar harcanmış ama daha sonra o tesisler, o yatırımlar olduğu gibi
bırakılmış. Rutin olması gereken bakımları, onarımları düzgün yapılmamış. Böyle
bir paradoksal durum var şu anda. Yönetim olarak bunu da önemsiyoruz. Biz
kurumumuzda bir reform sürecini devam ettiriyoruz aslında. İnsan kaynağını çok
önemsiyorum. İyi yetişmiş, liyakatli teknik elemanlarla çok daha faydalı
hizmetler yapabildiğimizi görüyorum. Diğer taraftan paranın yönetimi de çok
önemli ve değerli. Biz kurumumuzu özel sektör anlayışıyla ancak bir kamu kurumu
olma gerçekliği ile yönetiyoruz. Kurumla ilgili kararlar verirken popülizmden
kaçınıyoruz. Asla siyasi düşüncelerle politikalar üretmiyoruz. Amacımız daha
liberal ekonomik düşünce de olduğu gibi mümkün olan en azami kârı elde etmek
değil bilakis vatandaşlarımızın temiz içme suyuna erişimini sağlamak ve onlara
temiz bir çevre sağlamak ve onları afetlerden korumak. Özellikle su baskınları
ile ilgili yatırımlarımızı da MESKİ gerçekleştiriyor” diye konuştu.
Kentin ekonomik yapısıyla ilgili de bilgiler veren Başkan
Seçer, Mersin’in önemli bir turizm, tarım, lojistik, sanayi ve ticaret kenti
olduğunu vurguladı. Seçer, “Bu kadar önemli ve değerli özelliklere
sahip bir kente yönetici olmak, belediye başkanı olmak elbette gurur ve onur
verici ama omuzlarımızda son derece ağır yük taşıdığımızı da bilmenizi
istiyorum. Çok önemli projelerde işbirliği yapıyoruz” dedi.
Mersin’de 400 bin civarında Suriyeli bulunduğuna da değinen
Seçer, “Suriye; coğrafya olarak, lokasyon olarak Mersin’e, çok yakın
bir bölge. Doğal olarak hem deniz yolu, hem kara yoluyla Mersin’e Suriye’den
ulaşmak son derece kolay ve rahat. Diğer taraftan bu bölgede yaşayan bazı
toplulukların Suriye ile soydaşlık ilişkileri de var. Bunun yanında kültürel
açıdan, yaşam tarzı açısından da bölge insanı ile Suriye halkının benzeşen çok
yönü var. Burada yaşam imkânı bulan her Suriyeli, İstanbul, Ankara, İzmir gibi
metropollerden önce buraları tercih ediyor. Buraya kendini ait hissediyorlar.
Çünkü yeme içme alışkanlıkları aynı. Dindaşlarımız, soydaşlarımız,
bölgedaşlarımız, birçok benzerlikleri var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin
resmi kaynaklarından edindiğim bilgilere göre de bizim kentimizde 400 binden
fazla Suriyeli yaşamasına rağmen, en huzurlu yerlerin başında Mersin’i koyuyorlar.
Elbette ki takdir edilmesini istiyorum. Burada tevazu göstermek istemiyorum.
Yaklaşık 2 yıldır belediye yönetimimizin de burada çok önemli katkısı var.
Çünkü biz insanları milliyetinden, dilinden, ırkından, dininden dolayı değil,
insan olduğu için seviyoruz” dedi.
AFD Türkiye Direktörü Snrech: “Yeni projeler hakkında
konuşmaya hazırız”
Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) Türkiye Direktörü Serge Snrech
ise Büyükşehir Belediyesi ile yeni projeleri konuşmaya hazır olduklarını ifade
ederek, “Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı’nın sadece yüksek insani
değerlere sahip olması değil aynı zamanda teknik detaylara kadar inebilen bir
yapıda olması bizi çok sevindirdi. Sayın Başkan’ın genel prensiplerine
katılmamak mümkün değil. Fransız Kalkınma Ajansı’yla sizin saydığınız bütün
büyük prensiplere; temiz çevre, sosyal şartlar, hepsine biz de sonuna kadar
imza atıyoruz” dedi. Suriyeliler’in şartlarının iyileştirilmesi
konusuna da ilgi gösterdiklerini anlatan Snrech, Mersin Büyükşehir
Belediyesi’yle gerçekleştirecekleri üç projenin bütçesinin 39 milyon Euro
olduğunu, bunun 24 milyonunu AB, 15 milyonunu ise AFD’nin verdiğini söyledi.
Shrech, “İller Bankası ve MESKİ yetkilileri ile birlikte şu anda
birinci vazifemiz, finansman sağlandığına göre artık uygulamanın önündeki bütün
engelleri kaldırarak bir an evvel harekete geçmek. Önemli olan işleri bir an
evvel bitirip halkın faydasına sunabilmek. Tabi birinci görevimiz bu projelerin
bir an evvel hayata geçmesi olmasıyla birlikte biz Mersin Büyükşehir Belediyesi
ile birlikte yeni projelerle neler yapabiliriz konusunda da konuşmaya
hazırız” dedi.
Yapılacak projelerin halkın çevresel ve sosyal şartlarının
iyileşmesine yönelik projeler olmasını tercih ettiklerini ifade eden
Snrech, “İklimin çevresel etkisinin iyileştirilmesine yönelik projeler
başta geliyor. İnovatif projeleri de tercih ederiz. Yani Türkiye’de şu ana
kadar çok yapılmamış yenilikçi projeler olursa onlar da bizim destekleyeceğimiz
projeler olacak. Netice itibari ile biz ikili ilişkilere önem veren bir kuruluş
olduğumuz için bu yaptığımız çalışmaların Fransız-Türk ilişkilerinin
iyileşmesine katkıda bulunmasını arzu ederiz. Vadesi on yıllık finansman
veriyoruz. Dolayısıyla bu orta vadeli bir rahatlık getirir size. Toplu
taşımacılık, atık yönetimi, su; bu konularda yardım edebiliriz. Bu da size bir
proje yaratma imkânı verir. Biz büyük projeler destekleyebiliriz. 50 milyon
Euro tutarlı projelerden başlayabiliriz. Ama 30 milyon tutarındaysa da hayır
demeyiz ama daha büyük olmasını tercih ederiz. Bunlar genel prensipler. Ama
İller Bankası ile müşterek daha küçük projelere de destek verdiğimiz oluyor.
Genel bir projenin içerisinde bir parçasını da destekleyebiliriz. Mersin’in çok
farklılıklar gösteren müthiş bir şehir olduğunu biz de farkındayız dolayısıyla
desteklemek için oturup neler yapabiliriz diye konuşabiliriz. Ama en önemlisi
kabul görmüş şu andaki projelerimizi bir an evvel hayata geçirmek” ifadelerine
yer verdi.
AB Delegasyonu Türkiye Alt Yapı Sektörü Sorumlusu Cat:
“FRIT fonundan bu paraları veriyoruz”
Avrupa Birliği Delegasyonu Türkiye Alt Yapı Sektörü
Sorumlusu Michel Cat, 2020’nin çok zor bir yıl olduğunu belirterek, “Avrupa
Birliği-Türkiye delegasyonu olarak biz bu dönemde daha da çok çalışarak, hem
İller Bankası yetkilileri ile hem diğer hükümet yetkilileri ile neler
yapabiliriz konusunda yoğun faaliyetlerde bulunduk. Başkanım haklısınız
yeni bir dünya olacak gibi görünüyor. Önümüzde birkaç ay daha zor dönem var
gibi ama bu şartların iyileşmesi bizlere bağlı. Bu şartları biz değiştireceğiz.
FRIT fonundan bu paraları veriyoruz. FRIT fonu Türkiye’deki göçmenlerin
şartlarının iyileştirilmesine yönelik 6 milyar Euro’luk bir fondan 380 milyon
Euro’su belediyelerin altyapısının iyileştirilmesine yönelikti. Yaklaşık 40
milyon Euro’luk bir fonu 2020’nin son fonu olarak Mersin için kullandık. Bu
güzel bir şey oldu. Haziran’dan bu yana hep dijital ortamda konuştuk
fakat artık gelmek mecburiyetindeyiz. Çünkü boruları döşemek için internetten
olmuyor sahaya inmemiz lazım. Çok teşekkür ederiz netice itibari ile AFD ile
bir ortaklık yaptığımız için ama İller Bankası’nın Adana ve Ankara teşkilatına
da, MESKİ personeline de çok teşekkürler. Ev sahipliğiniz için çok teşekkür
ederiz” diye konuştu.
Heyet ziyaret öncesinde saha ziyareti gerçekleştirdi
AB Delegasyonu, Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) ve İller
Bankası yetkilileri, Başkan Seçer’i ziyaretlerinden önce saha ziyareti de
gerçekleştirdi. İşbirliği yapılan projelerle ilgili olarak saha ziyaretinde
bulunan heyet, MESKİ’nin yakın zamanda hayata geçirdiği SCADA merkezini de
inceledi.
Sağlıklı içmesuyunu iletmek anlamında önemli olan Mezitli
İçmesuyu Projesi’nin 2021 yılında inşaat aşamasına gelindiği, “Erdemli
İlçesi, Tömük – Arpaçbahşiş Kanalizasyon Şebeke, Atıksu Arıtma Tesisi ve Derin
Deniz Deşarjı Projesi” ile “Akdeniz İlçesi Toroslar-Homurlu-
Kazanlı(ilave) Kanalizasyon Projesi” için de AB Delegasyonu ile
Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) arasında Aralık 2020’de hibe/kredi anlaşmasının
imzalandığı bildirildi. Bu yıl içinde de İller Bankası ile Finansman, MESKİ ile
de Alt Finansman Anlaşmalarının imzalanmasının hedeflendiği belirtildi.
0 Yorumlar