PANDEMİ DE KENDİMİZİ Mİ KANDIRIYORUZ

Yakup BONCUK-(Köşe Yazısı)-  Yılbaşından  itibaren dünyada yayılan, Mart ayında da ülkemizde de görülen ve ilk ölümün meydana geldiği Koronavirüs illeti bir türlü insanoğlunu bırakıp gitmiyor.
Bugüne kadar ülkemizde bu illetten hayatını kaybedenlerin sayısı 5500’lere geldi. Hergün 15-20 kişi hayatını kaybetmeye devam ediyor.
Şu  pandemi sürecinde bu Koronavirüs belasından kurtulmanın, yakalanmamanın en kısa yolu, temizlik, maske ve sosyal mesafe kuralı. Birde kimseye sarılmama, birbirini öpmeme, tokalaşmama gibi tedbirlerde gerekli.
Şu ana kadar dünyada Koronavirüs’ten hayatını kaybedenlerin sayısı 600 binleri buldu. Bu az buz bir rakam değil. Koronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden kişi sayısı dün dünya genelinde 610 bini devirmişti. Yine dünyada virüs tespit edilen kişi sayısı 154 milyona yaklaştı. Buna rağmen insanlar eskisi gibi bu illetten korkmuyor.
Çünkü gerekli önlemleri alırsak ve kurallara uyarsak, bu Koronavirüs ile birlikte yaşamaya da alışmamız gerek. Hatta alışmak bir yana birlikte yaşamaya zorunluyuz.
Aşı bulunana kadar bunu çekeceğiz. Bu sürede kurallara uymak şart. kendimizi düşünmüyorsak, karşımızdakini, ailemizdekini düşünelim ve birbirimize bu illeti bulaştırmayalım.
Normalleşme sürecinde berberler açıldı, kahvehaneler, cafeler, spor tesisleri açıldı. Futbol ligleri seyircisiz tekrar başladı ve bitti.. Toplu taşıma araçlarında da maskesiz binmemek zorundayız. Düğün salonlarında da törenlere belli şartlarda izin verildi. Düğün salonlarına girişte, ateş ölçümü yapılarak,
maske takılarak ve ellere dezenfektan sıkılarak giriliyor. Halay yasak, dans yasak. Karşılıklı çiftetelli oynamak veya erik dalı oynamak serbest. Yeter ki insanlar maskeli olsun ve birbiriyle temas etmesin diyoruz. Sadece gelin damada o gün için dans serbest. Ama gelin damadın yakınları da yakın temasta!
Tabi bu saydığım konular devletin, hükümetin yetkililerinin aldığı tedbirler kapsamında uygulanan konular. Görünüşte bu tedbirler gerekli mi? Elbette gerekli.. Ama gidip bakın dolmuşta, berberde, düğün salonunda ne kadar uyarırsan uyar, müşteriler yada davetlilerden çoğu kurallara uymuyor. Maske tak diyorsunuz. Takmamak için mazeret çok.
Adam maskesini ya çenesine, ya başına takmış, yada koluna.. Kimside cebinde gezdiriyor. Yetkili uyarırca çıkarıp takıyor. Geçen gün bir şahıs hırsızlıktan yakalanmış, emniyet güçleri adamı götürürken gazeteciler görüntü almaya çalışıyor. Ama malum şahıs maskesini gözüne takmış. Yani suçunu örtbas etmek, yada gizlemek için Koronavirüs illetini kullananda var.
Yine bu Koronavirüs illetini kullanıp kafasına göre hizmet yada ürüne zam yapanlarda var. Böylelerine beddua etmemek elde mi?

Düğün salonlarında kurallara genellikle uyulurken, kına töreni, asker uğurlama töreni gibi dışarıda yapılan törenlerde herkes Koronavirüs’ten bi haber. Dışarıda maske mecbur değil diye maske takmamak bir yana, kına gecelerinde halay çekenler, el ele kol kola “Koronavirüs de neymiş? Bize bir şey olmaz” dercesine bildiklerini okuyorlar.
Bu gidişle Koronavirüs’de ikinci dalga çok kötü gelecek, ondan korkuyorum. Pandemi sürecinde işi ciddiye alanda var, almayan da. Denetimler artırılmalı. İllaki birileri başımızda beklemesin. kurallara uyalım diyoruz. biz söylüyor, biz dinliyoruz. Aslında bu konuda herkes birbirini kandırıyor dersek yalan söylememiş oluruz. İnşallah bu bela bayramda daha çok artmaz. Bayramımız zehir olmaz. Bunu önlemek için tedbir şart...

0 Yorumlar

Yorum Gönder